Kutsal yalanlarımız vardır bizim. Kimsenin bilmesini istemeyiz, dokundurmayız. Mabedimizdir yalan tapınağımız. Dini siyasileştirdiğimize göre yalan da mübah sayılır. Unutturdular bize dinde Mevleviliği, hoşgörüyü. Sadece kavramlar kaldı, hiç felsefesi olmayan boş kavramlar. Başını kapatmak oldu din, cinsiyetleri ayırmak, kişiliği görmek sandılar; bu kadar basitleştirdiler. Tesettür adını verdiler. Dinden anlayanlar olarak bunu öngördüler. Siyasilerden öğrenilmeli öngörüsü yıktı toplumdaki temelleri; hani ümit güvendi ya; aile, çevre, sevgi kavramları zamanla erozyona uğradı. Herkes kendine sığınacak kavramları arar oldu. Kimi satanist kimi uyuşturucu bağımlısı vs. kimi de boşlukta sürüklenen gençler. Lider modeli dünyaya para ve madde ilkesini empoze eder tavır ve davranışlar sergiler bir tutum içinde olursa; zehirlenir, okuyup da bir yerler için çabalayan genç beyinler. Okuyan fazla bilir, dört duvara mahkûmudur zihniyeti okuyup da ne olacağım mantığını yerleştirdi. Milli değer yapımızı öldüren hiçbir felsefi olmayan düz mantık emir komuta zincirinde sürüler halinde hareket eden insanlar yetiştirilmeye çalışılıyor. Şimdi hala bu düzenin parçası olmayı istiyor musunuz diye yargılayın kendinizi. Etrafınızda artan cinsel istismar, şiddet ve birçok suç varken yapı işliyor nasıl dersiniz? Razı edilmiş gibi mutluluğunu materyallere bağlayan bir nesil yetişiyor. Şüphe yok ki benliklerini kaybeden insanlar mutsuz ve sapkın olurlar. Yalanlarla örülü bir dünya kalır. Sizler büyük büyük konuşup küçük küçük eylemler içindeyken özgür bakış açısı olmalı ki düzen özgür bağımsız yetişen gençlikle ilerlesin.