Günlerin uzadığı yaz mevsimindeydik. Güneş çok erken saatlerde odamı aydınlatıyordu. Penceremin önünde hanımeli, odamda kokusu… Gözlerimi açar açmaz Luna geliyor aklıma. Ah Luna! Şu an yatağımda kollarımın arasında olacaktın. Siyah ipek saçların yastıkta edalanacaktı. Dünyanın en sıcak çöllerinden daha sıcak gözlerin Luna. Seni öpmek ah Luna! Dudaklarında ruhumu kaybederdim herhalde. Okulum bu sene son ve sana bugün evlilik teklifi yapacağım. Meslektaşlarım kadar kazanmasam da ilk yıllar avukatlık bizi geçindirir diye düşünüyorum. Sensiz harcadığım her anı yaşanmamış sayıyorum Luna. Sana geliyorum Luna.
Bahçeye hazırlanan kahvaltı masası muhteşem görünüyor. Evde çalışan bayan, birazdan Luna hanım gelecek, dedi. Kalbimdeki bu coşku nefes almamı zorlaştırıyor. Merdivenlerden inen Luna nasıl da bezgin ve mutsuz. Sanki benim Luna’m değil.
-Günaydın Luna.
-Günaydın.
-Yatamadın mı rahatsız mısın?
-Biraz üşüttüm galiba bütün gece öksürük tuttu.
-Lütfen otur. Ah Luna neden dikkat etmiyorsun. Sıcak bir çay iç iyi gelir.
Yardımcı servise başladı ama Luna o kadar yorgun ve bitkin görünüyordu ki… Üstelik bana da bir şey diyemedi. Amansız öksürük yine başladı. Mendilde kan var.
-Luna ne oluyor?
-Endişe etme boğazım tahriş olmuştur.
-Hemen doktora gidelim lütfen.
-Önemli değil biraz uyursam akşama toplarım bana müsaade et lütfen.
-Akşama uğrarım tamam, dedim.
İçimdeki endişe ve kaygı beni rahat bırakmıyor. Akşam nasıl olacak? Evde çalışan bayan, Luna hanım uyuyor, dedi ve benim endişem daha fazla kaygı, üzüntü, ızdırap oldu. Doktor diyebildim. O esnada Luna seslendi:
-Geldin mi?
-Evet!
-Doktor bey hastanede bir süre tedavi olmamı istiyor ama ailem yurt dışında, onları bekleyeceğim.
-Ailenin gelmesine bir ay gibi uzun bir zaman var daha Luna, lütfen hastalık ilerler.
Bir türlü ikna edemedim. Her gün gözlerimin önünde bir gül gibi soluyor. Doktor endişeli, durumun ciddiyetinden bahsetti. Endişe ve üzüntü içinde doktor ne derse yapmaya çalışıyorum. Luna sensiz bir hayat düşünemiyorum. Ağlama lütfen dışarıda bahar, çık gez. Sensiz ne önemi var aşkın Luna. Sensiz nefes almak aklıma bile gelmez Luna.
-Doktor bey bir şeyler oluyor, amansız bir kanaması var.
Seni seviyorum lütfen dayan Luna. Hayır…
Ah Luna! Nasıl kederli nasıl üzgünüm. Nasıl amansız bir acı bu? Gece kadar karanlık dünyam… Ruhum bir köpek gibi uluyor, ızdırap duyuyor. Sensiz olmak fikri, derin bir keder ve elem, sonsuz ızdırap içine olma duygusu, Luna. Olmaz, sensiz nefes dahi almayı düşünemem! Duyduğum acının tarifi anlatılamaz. Sonsuz bir ızdırap ah Luna! Seninle mutluluk getirmesini umduğum günler, derin bir acı ve kahra boğuldu. Sensiz yarınlarım anlamsız şimdi. Sensiz kalbim nasıl da boş Luna. Mutlak ölçüsü olmayan bu ızdırap içinde ruhum ölüyor...