Kuşlar

Uzun zamandır düzenli olarak mektuplarını alıyorum ama ne diyeceğimi bilmediğim için sana bir şey yazamıyorum. Seninle aynı zaman doğrultusunda olmadığımızı söylemek ne zor geliyor. Ben zamanın durduğu bir yerdeyim. Sen hiç, içindeki zamanın sesini duydun mu? Ben oradayım işte. İçimde biri, zamanın boynuna kocaman bir ilmek geçirmiş, ağaca asmaya çalışıyor. Zamanı durdurmaya çalışıyor ya da geri almaya. Ta Habil ile Kabil zamanına kadar geri almaya çalışıyor. Vurma kardeşini insanlık ölecek diyor. İşte zamanda o kadar gerideyim. Burada gökyüzü gri, her yer toz içinde, taş taş üstünde değil. Buradaki gökyüzünde kuşlar bile uçmuyor. İki tane çocukla oturduk konuşuyoruz. Çocuklar mucizeleri Allah yaratır diyor. Buradaki çocuklar mucize bekliyor. Mucizeyi de Allah’tan. Sana anlattıklarımı anlıyor musun bilmiyorum. Zaman durmuş ölüm gelmiş gibi bir yerdeyim. Ölmeden cehenneme gidilir mi? Cehennem dünyaya gelir mi? Çocuklar cehennemi görür mü? İşte bunların içindeyim. Zamana sıkışmış bir yerdeyim. Gökyüzünde kuşlar uçmazsa bahar gelir mi? Bahar gelmezse? Her şeyin çok olduğu, çoktan olduğu bir zaman dilimindeyim. Geleceğin olmadığı bir yer, geleceksiz bir yerdeyim. Zaman saklanacak yer mi arar? Bu çocuklar mı suçlu? Amansız bir zamana sıkıştım anlayacağın. Defalarca ölüyorum, seni özlerken bile ölüyorum. Özlemim ağır, ama zaman geçkin. Aynı zaman diliminde değiliz.


Özlem Bayrakçı Erkan


OKUNMA 2212



  

Join me on Facebook Follow me on Twitter Follow me on Instagram Email me