Nazi Almanyası’nda toplama kamplarında SS görevlileri kamplarda mahkûmlara lağım temizletirken, mahkûmların yüzüne pislik sıçradığında mahkûmlar bir iğrenme belirtisi gösterdiğinde veya yüzünü silmeye kalkıştığında dayakla cezalandırılıyordu. Böylece normal tepkilerin bastırılması hızlanıyordu. Ruhsal tepkinin ikinci evresine geçen bir tutuklunun duyguları körelmiş ve izlediğinden etkilenmez hale gelmiş oluyordu. Şimdi bakıyorum da etrafımızda olan bitene, hiçbir şekilde duyarlılık göstermeyen insanlar var. Biz duyarlılığımızı kaybetmeyecek kadar köklü bir millet değil miymişiz? Ne zaman yaşamak her şekilde mübah sayıldı? Yaşamak acı gerçektir. Her şeyi kanıksarız diye bir oluşum oldu. Bu topraklarda başını koyup secde ediyorsan, vatan sayıp geçmişindeki insanlara saygı, sevgi duyuyorsan bu milletin acısını görmezden gelemezsin. Mevlana, “Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili olsa o yine dilsiz sayılır” demiş. Yunus Emre! “Bir kez gönül yıktın ise kıldığın namaz değil” diyerek başlar mısralara. Ömer Hayyam; “Cellâdına âşık olmuşsa bir millet, ister ezan ister çan dinlet, itiraz etmiyorsa sürü gibi millet. Müstahaktır ona her türlü zillet” demiş olması da bugünü işaret edercesine. Pir Sultan Abdal; “Gelin özümüze sitem edelim. Hile ile huda ile hal olmaz. Hakkın divanına nice gidelim, Hak katında yalan söze yer olmaz” diye devam eder mısraları. Fuzuli; “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” diyerek bizleri doğru bildiğimizi söyleme konusunda yüreklendiriyor. Evet, geçmişte böyle büyük zatları olan bir milletiz. Çökmüş Osmanlı imparatorluğunun sonlanması sonucu Atatürk ve silah arkadaşları tarafından aynı topraklar üzerine kurulan Cumhuriyet milliyetçiliği ve ulus olma süreci yaşanmaya başlar. Özdemir Asaf “Söylenemiyor çok şey, susmadan” demiş. Yaşar Kemal “İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri. İşte oraya değmemeli” demiş. Demokratikleşme süreci çok partili dönemle birlikte gelir. Türkiye’de başlayan öğrenci hareketlerinin en önemli önderlerinden olan Deniz Gezmiş, 6 Mayıs 1972 de idam edilir; “Yaptıklarımızın doğru olduğuna inanıyorum, Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik” demiştir. Şimdi bizler de bir devrimci ruhuyla sömürgeye karşı durup eşit hak ve hürriyet için mücadele etmeliyiz ki çocuklarımıza karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirebilelim.