Akıl ve sezgiler sayesinde varlığımızı idame ettiriyoruz. O zaman bizler nasıl varlıklarız? Doğdunuz andan itibaren eylemleri, sonuçları ve başarıları ile değerlendirilen, yani varoluşumuzu, özümüzü böyle anlayan. Dünyayı ve yaşamımızı da tarih olarak kavrayan. Yaşama karşı fazla bir şey beklemeyen bir bütünün parçası. Oysa ki tüm sorularımızın ve arayışlarımızın cevabı zihnimizde. Kendi içimizde olan soruları başka yerde arama yanlışı bizi kendimizden ve varoluşumuz gerçeğinden uzaklaştırıyor. Bunu fark ettiğimiz zaman üzerimizden ağır bir yük kalktığını da fark edeceksiniz. Kendinizi, ruhunuzu arındırmanın yolu, kendinizi tanımak ve varlığınıza inanmak, amaçlarınızı bilmek olacaktır. Kendinizi arınmış berrak su gibi hayal edin. İşte şimdi ruhunuz ve inançlarınızın bütün bedeninizi sarmasına izin verin. Yaptığınız şeyde rahatlık, hafiflik ve arınma hissi ile karşılaşacak, varlığınıza şükür edeceksiniz. Bu ruhunuz ve inançlarınızla bir bütünlük hali sağlayacak size. Şimdi sorguluyorsunuz şu an da neler oluyor diye? Bu inanmak ile alakalı. Şimdi sizler içinizde inanır ve kabullenirseniz var olmayı, dışarıda yoluna koyamayacağınızı hiçbir sorun kalmaz. İnanmayla evren ilişkisini açıklamaya ve anlamaya çalışırsınız. İnanma ruhun ölümsüzlüğü ile başlar. Bu da size kişisel yolculuğunuz konusunda büyük bir rahatlık verir. Siz yaşama karşı amacınızı anlar, ilahi güce sığınırsınız. İnsan olmanın bu denli önemli olduğunu da anlarsınız. Siz varlığın tam kendisine aşık olursunuz. Bu sizin gerçeğiniz olur. Bir amaca bağlanmış ruh yolunu bulur. Dünyalık heveslerden uzak durur. İnancına sığınır. Aldığı her bir nefesin ruhundan oluğunu bilir. İşte o zamanda kişi kendini sevmekten geri alamaz. İyiyi, güzeli görmek için yapan olmayı kabullenir. İnanca sahip olmak, insan olmanın da şartıdır. Kalbini, dilini, elini, gözünü muhafaza etmeyi öğretir inanç. İşte o zaman anlarsınız bir varlığa sığınmanın gücünü. İç huzurunuz geçici mutluluğunuzdan daha büyük bir önem kazanır. Varlık bilinci uyanır, ızdırap iç huzura dönüşür. Böylece kötü olarak algıladığınız her şey aslında iyiliğin, hayrın bir parçasıdır. Kabul eder ve şimdi ki anı olduğu gibi görmeyi öğrenirsiniz. Bu da insanların yaptıkları ve yapmadıkları şeylerden sorumlu oldukları anlamına gelir. Akıl ve bilinç bağışlamak içinde gereklidir. Ne varsa kendi içindedir.